Edebiyat ile Edepli Yaşam

Edebiyat kelimesinin kökü edepten gelmektedir. Edepli olmak, edepli yaşamak gibi değerlere sahip olmak her insanda aranan niteliktir. Edebiyat insana, insan olmayı aşılayan bir daldır. İnsanoğlu, buluşlarını genelde zorluklardan dolayı bulmuştur. Sırtında yük taşımak zordu, tekerleği buldu. Karanlıkta yaşamak korkutucuydu elektriği buldu. Edebiyat da insanın kendini anlatması zorunluluğundan doğan bir sanat dalı oldu.

Okuyan insan bilir, okumayan konuşur. Toplumda yaşanan bunca sorunun ana kaynağı okumamaktan geçiyor. Eğer iyi kitaplar okursak iyi insanlar oluruz. Edebiyat dünyasına bir kere giren bir insan, bir daha bu dünyadan çıkmak istemez. Ne yazık ki liselerde öğretilen edebiyat dersleri, edebiyat dünyasını anlatan dersler değildir. Edebiyat ders kitaplarını edebiyatçılar değil kurullar hazırlamaktadır. Peki, bu kurulda görevliler edebiyata ne kadar hâkimdir?

Bütün kavgalar ve bütün savaşlar konuşulmadığı için çıkmaktadır. Konuşmanın anahtarı edebiyattan geçmektedir. İyi bir okur güzel bir konuşandır. Güzel konuşmak ise güzel bir hayattır. Avrupa’da hatta Asya’da bir insan yılda en az 6-7 tane kitap okumaktadır.  Ülkemizde ise belki ömründe bu kadar kitap okumayan insan vardır. Kitap okumak bir lüks değil, bir ihtiyaçtır. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede, İslamiyet’in ilk emri Oku (ikra) olmasına rağmen neden hiç okumadığının mutlaka bir sebebi olmalıdır.

Bazı Avrupa ülkelerinde kabahatler kanunu denilen hafif suçlarda okuma cezası diye ceza veriliyor. Cezaya çarptırılan kişi ceza aldığı sürece kütüphaneye giderek kitap okuması sağlanıyor. Umarım böyle cezalar bizim ülkemizde de uygulanır.