Belediye çalışanlarının iş güvencesi bitiyor mu?

Soma katliamının ardından acelece “taşeron yasası” çıkaracağız diye çıkılan yolun sonunda içinde hiç “emek” olmayan, “üreten”olmayan, “hak-hukuk” olmayan bir adrese ulaşıyoruz.

Kese, torba, çuval ve harar ölçü birimleri veya kaplarının içinde en büyüğü harar olmasına rağmen içindekiler insanı kolay kolay yanıltmaz. En çok yanıltan ise bunların en küçüğü olan kese’dir. Kese, düzenlenmemiş karmakarışık bir sistemden oluşurken torba ise karmaşıklığı keseye sığdıramayanların tercih ettiği bir araçtır. Basit bir pazar alışverişinde bile çantanın bir düzeni vardır. Hiç kimse ezilebilecek yiyecekleri en alta koymaz. Çantada belli karmaşalar vardır ama kese ve torbaya göre daha düzenlidir.

Gelinen nokta ve daha ileride neler olabileceği, ulusal yas ilan edilen Soma Katliamının unutulduğu ve ilgi alanlarının başka yerlere kaydığının en büyük göstergesi olsa gerek, “taşeron yasası”nda taşeronu güçlendirmenin ve çalışan üzerine saldırmanın dışında bir şeyin çıkmaması/çıkmayacak olması.

Aklama, paklama ve saklama yasasına dönüşen son torba yasada belediye çalışanları ile ilgili bir madde var ki, bunu “kolay sürgün” olarak adlandırmak mümkündür. Keşke kolay sürgünle bitse belki de “kolay işten çıkarma”dır. Torbadaki bir madde belediyelere çalışanların yerlerini değiştirme yetkisi getiriyor. Bu yetki zaten vardı ama uzantısı beter olanı. Belediyeler yer değiştirdiği personele aynı görevi vermek zorunda olmayacak.

Beklenti şudur ki belediye çalışanları bu sıkıntıları yaşamadan farketsinler.