Beden Dilimizi Tanıyalım
“Çok sempatik” olarak gördüğümüz birisi herhalde bizim içimize korku salan, bizi tedirgin eden bir kişi değildir. Peki biz nerden anlıyoruz sempatik dediğimiz kişinin sempatik olduğunu? Ya da ağlayan birisi için “çok mutlu” diyemeyeceğimizi hangi iletişimle anlıyoruz? “Süt dökmüş kedi gibi” sözü ile ne anlatılmak istenir acaba? Hangi durumdaki kişi için denir bu söz?
Verilen örnekler beden tarafından karşıdaki kişiye gönderilen gizli bir mesaj olabilir mi acaba? Öğretmenin karşısında gözleri yere bakan çocuğun “ben yapmadım” demesi mi yoksa gözleri veya bedeni ile “ben yaptım” demesi daha inandırıcıdır? Her ne kadar zaman zaman yanılmalar görülse de asıl gerçek beden dilinde gizli gibi. Yüzünü buruşturan birisine “beğenmedin sanırım” dediğinizde “nerden bildin” sorusuna vereceğimiz yanıt hiç kuşkusuz “beden dilinden” değil mi? “Zihnimi okuyorsun” sözü de beden dili için iyi bir örnektir.
Şimdi bedenimizin konumlarına göre beden dilimizin neler demeye çalıştığını anlamaya çalışalım:
El – El’in konumu:
Savunma gerektirmeyen, içten ortamlarda eller görünür ve avuç içleri yukarıya doğru döner, açıktır. Gerçek dışı söylemlerde eller saklı veya eylemsiz tutulma “çabasındadır”.
Parmak:
El-Bilek açıları kişi davranışlarının belirgin anlatımıdır:
Doğrudan ve hedef gösteren işaretleme, saldırı-tehdidi;
Avuç içlerinin gösteren yaklaşımlar, samimiyet-teslimiyeti;
Kendine dönük yukarı doğru açık parmaklar ile avuçlar yakarmayı-çaresizliği;
Aynı halin tek parmak ve tek el ile yapılanı, masumiyet-ricayı;
Göğüste kavuşturulan kollar, ellerin görünme oranına göre edilgen-etken savunmayı;
Oturulan yerde kaplanan alan gücü; bu bağlamda el, kol, bacak hareket dinginliği veya sıklığı, var olan (konu, kişi-kişiler) ile uyumu dile getirir.
El sıkışırken uzatılan eli kavramamak, verme korkaklığını, gözü gözden kaçırmak ise bu özgüvensizliğin derecesini belirler.
Ağız Göz Uyumu:
Tiyatro maskesindeki kurallar aynen geçerlidir.
Sorun yüz kaslarının istemli bir biçimde çarpıtılarak (Üst kasların gerilmesi içi ağlayan bir kişiye bile gülüyor, gülümsüyor izlenimi verebilir. ) Duyguların saptırılmasındadır.
Yolda Yürürken:
Birlikte yürürken aynı hizada olmamak konuşulan konudan rahatsız olunduğunun belirtisi olabilir.
Burun Kaşıma:
Burun kaşıma beyaz yalanların belirgin işaretidir. Bir şeyleri saklayanlar büyük bir olasılıkla gözlerine, kulaklarına, dudaklarına daha sıkça dokunurlar. Yüzlerini elleriyle örtenler, genelde davranışlarına güvenmeyen ve/ya kendi söylediklerinden emin olmayanlardır.
Kişinin öncelikle kendi söylediğine inanmaması veya aşırı duygulanması, yutkunma refleksini arttırır. Bu durum ileri seviyelerde konuşmayı dahi zorlaştırır. “Boğazı(m) düğümlendi” “Dili damağı kurudu” anlatımı da bu olgudan gelir. Bu davranışın daha hafif belirtisi ise dudak yalamaktır
Göz ve Hareketleri:
Konuşma sırasında göz-temasından kaçınma. Yine ciddi bir özgüven ve/ya kişilik sorununun belirtisidir. Bakışların aşağı doğru kaçırılması ayrıca utanç veya eziklik anlamındadır. Konuşulan kişinin gözlerinden (yüzünden) başlayan ve hep başka bir yön-noktada biten bakışlar, konu ve dikkat saptırma gayretleri olabilir. [Özellikle eğitmen/öğretmenlerin, sunu yapanların bir konu ve/ya görüntüye dikkat çekme gayretli ayrı tutulmalıdır.]
İletişim sırasında açmaz düşenler ve/ya cevap arayanların farklı iki nokta arasında bakışlarını tekrarlamaları da sıkça rastlanan belirsizliklerdir.
Hızlı Konuşma:
Hızlı konuşma, söylenenin yeterince anlaşılmasına özen göstermeme, kelime ve son-ekleri yutma, yine kişinin kendi söylediğine kendisinin itibar etmemesi veya en azından olduğundan farklı görünme çabası olarak algılanabilir.
Nefes Alıp Verme:
Düşünülenden – olduğundan farklı anlatımlar istemsiz bir davranış olan “periton” karın-zarı hareketlerine dolayısıyla sık ve düzensiz nefes alıp vermeye neden olur. Bu durumla düşünülenin söylem sırasında ani değişiklikleri sırasında da sıkça karşılaşılır. Olduğundan farklı davranış belli ölçüde gerginliğe neden olacağından, bir diğer anlatımla savunma mekanizmasını istemsiz olarak çalıştıracağından, nefes alıp-verme işlemi karında değil üst göğüs hizasında gerçekleşir.
Gülme:
Pek çok insan yalan söylediğinde ilk başta rahatlar. bunun etkisi sesine de yansır. Yüksek sesle konuşur ve daha neşeli olur. Ancak sonrası yukarıdaki gibidir. “Gülme” halindeki korkuyu, güvenin geçiciliğini ancak söylenenlerin birlikte değerlendirilmesi, gülme sırası ve sonrasındaki bakışlar ile sınamak mümkündür.
“Psiko-Somati”:
Söylenin – yaşananın olumsuz düşündürdükleri (Kişinin o anki “psiko” su) vücutta kanın mide bölgesinde (somat-stomach) toplanmasına neden olur. Yüz beyazlaşır, mide üstünde ciddi bir basınç oluşur, hatta hiç bir fizyolojik neden yokken, kusma’ya kadar varan davranışlar sergilenebilir.
Etiketler: beden dili, beden dilimizi tanıyalım, bedenimiz ne söylüyor, iletişim
Eklenme Tarihi: 9 Haziran 2014
Konu hakkında yorumunuzu yazın